Sizlerden gelen sorulara cevap vermeye çalıştığım yazı serisine devam ediyoruz. Bu soru bana kalırsa eğitim ve staj süreçlerinin tasarımındaki bir problemden kaynaklanan yanlış bir algıya dayanıyor. Ama yine de sık gelmesi nedeniyle önemli bir soru olduğunu düşünüyorum.
Mühendislik bölümlerinde verilen eğitim büyük ölçüde üretim ve tasarım süreçlerini kapsıyor. Mezun olmadan önce kalite süreçleri üzerine belki bir ders alıyorsunuz. Ama bir mühendisin şirketlerde görev alabileceği ve ne eğitim sürecinde, ne de staj sürecinde pek temasının olmadığı pek çok alan var.
Bilkent Üniversitesinde ders verdiğim dönemde bir grup öğrenci arkadaşımla benzer bir sohbetimiz olmuştu: Mezun olmak üzere olmalarına rağmen üretimde çalışmak istemediklerini ve bu nedenle kendilerini bir çıkmazda hissettiklerini söyleyen arkadaşlara ben satış ya da satın alma gibi alanları önerdiğimde yüzlerinde oluşan şaşkınlığı hala hatırlarım. Hatta bir tanesi “bu kadar okuduktan sonra kapı kapı dolaşıp satışçı mı olacağım” diye sormuştu.
Satış ya da satın alma gibi konular eğitim ve staj süreçlerine pek dahil edilmediği için, öğrencilerin bu alanlarda kendilerini ne gibi fırsatların beklediğini bilmiyor olmaları oldukça normal. Her şeyden önce şunu söylemem lazım, bir satış mühendisi kapı kapı dolaşıp bir şey satmaya çalışan kişi değildir.
Teknik satış, adından da anlaşılabileceği gibi oldukça teknik ve kesinlikle mühendisler tarafından yürütülmesi gereken bir süreç. Örnek vermek adına (belki çok güzel bir örnek değil ama) Tesla’nın satın aldığı Gigapress’i ele alalım.
Böyle bir ürünün satış sürecinde ister istemez işin içinde hem Tesla’nın ne ürettiğini, hem yapılması gereken ar-geyi, hem de bu makineyi üretmek için nelerin gerektiğini, hangi teknik kısıtlamaların ortaya çıkabileceğini kavrayan teknik insanların olması gerekir. Böyle bir makinede işin metalurjisi bir yana, hidrolik, pnömatik, PLC gibi birçok detay var ve bu süreçleri müşteriyle konuşan insanların mutlaka teknik bir altyapısının olması gerekir.
Benzer bir durum teknik satın alma için de geçerli. Yukarıdaki örnekte aklınıza sadece satış yapan teknik ekip gelmesin: Bunun bir de Tesla tarafındaki satın alma ayağı var. Ne istediğini bilen, kendi süreçlerinin gerekliliklerini, kısıtlamalarını anlamış, yatırım maliyeti kadar operasyonun maliyetini de değerlendirebilecek insanların mutlaka teknik altyapıya sahip olmaları gerekir.
Özet olarak mühendislik okumanıza rağmen işin teknik boyutu dışında, daha çok ticari alanda bir şeyler yapmak istiyorsanız, şirketlerde sizi bekleyen gayet güzel fırsatlar da bulabilirsiniz.
Bunların dışında danışmanlık gibi seçebileceğiniz bambaşka kariyer fırsatları da var ama bunları şimdilik başka yazılara bırakalım.
Abone olun
Sizlerden sık gelen sorulara cevap vermeye çalıştığım bu yazılardan haberdar olmak için e-posta aboneliği yaptırabilirsiniz. Asla spam göndermiyorum. Eğer sizin de aklınızda benzer sorular varsa, her ne kadar tüm e-postalara cevap veremesem de, sık sorulan bir soru olması durumunda buradan bir cevap yazmaya çalışacağım. Bu sayfadaki form aracılığıyla bana ulaşabilirsiniz.
Arda Bey, Yazınızın başında kısaca bahsettiğiniz “Kalite” konusuna değinmek istiyorum.Mühendislik eğitimi sırasında belki bir ders alarak öğrenilmeye çalışılan kalite, mühendisin iş yaşamı boyunca hangi bölümde çalışıyor ve hangi pozisyonda olursa olsun daima karşısına çıkacaktır. Ancak bir mühendisin iş yerinde kalite ile ilgili bir görevi yerine getiriyor olması onun şirketin tüm faaliyetlerini iyi tanıması sağlıyor ve işyeri rotasyonunda mühendise büyük avantaj getiriyor. Kalite Yönetim Sistemleri, Giriş Kalitesi, Proses Kalitesi, Ürün Kalitesi vb. ana başlıklar altında toplanabilecek bu konuya ileride yazılarınızda yer vermenizi öneririm.
Teşekkürler Seyfi Bey. Önerinizi dikkate alacağım.